Plevral Efüzyon
Plevral efüzyon göğüs cerrahisi pratiğinde oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Plevral efüzyon akciğer zarı ile göğüs duvarı arasındaki boşlukta sıvı birikmesi anlamına gelir. Biriken sıvı akciğere baskı yaparak küçülmesine (atelektazi) sebebiyet verir ve nefes darlığı yaratır. Ayrıca sıvının akciğer zarını uyarması sonucunda hastada göğüs ağrısı da gelişebilir. Akciğer atelektaziye uğrayınca hastada sıklıkla geçmeyen öksürük tablosu da görülebilir.
Plevral efüzyon meydana gelmesi için vücutta bazı patofizyolojik olayların olması gerekir. Yani sıvının yapılması ve emilmesi arasındaki denge bozulmuştur. Bunun sebepleri geniş bir yelpazededir. Organ yetmezlikleri ( kalp, akciğer, karaciğer ve böbrek), tiroid bezi bozuklukları gibi durumlarda sıklıkla her iki plevral boşlukta da sıvı birikir. Buna karşılık kanser, enfeksiyon ve travma gibi durumlarda sıklıkla tek taraflı sıvı birikimi ile karşılaşılır.
Plevral efüzyon tedavisinde göğüs cerrahlarının rolü vardır. Nefes darlığını düzeltmek ve atelektaziye uğrayan akciğeri kurtarmak amacıyla biriken sıvının çeşitli kateterlerle veya toraks dreni ile dışarı alınması gereklidir. Ancak buna ek olarak, sıvının neden kaynaklandığı bulunmalı ve o hastalığa yönelik tedavi de uygulanmalıdır.
Bazı durumlarda (kontrolsüz hastalıklar gibi) sıvı sürekli tekrarlama eğilimindedir. Yani hastada belli aralıklarla yine nefes darlığı şikayeti gelişir. O zaman sıvının yeniden boşaltılması gerekecektir. Fakat tekrarlayan sıvılarda plevra zarını yapıştırma işlemleri (plörodez) veya kronik kateter takılması gibi ilave yöntemlere ihtiyaç duyulabilecektir.