![](https://www.droguzhanozyurtkan.com/wp-content/uploads/2022/01/dr-534x580.png)
MYASTENİA GRAVİS (KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ) HASTALIĞI TEDAVİSİNDE TİMUS BEZİNİN ÇIKARILMASININ (TİMEKTOMİ) YERİ ÖNEMLİDİR
Myastenia gravis (kas güçsüzlüğü) hastalığı sık karşılaşılan nörolojik bir rahatsızlıktır ve vücudun iskelet kaslarının aşırı zayıflamasına bağlı ciddi sağlık sorunları yaratmaktadır. İlaç tedavisinin yanı sıra timus bezinin çıkartılması (timektomi) hastalarda oldukça fayda göstermektedir.
Myastenia gravis hastalığı nedir? Neden kaynaklanır?
Myastenia gravis hastalığına kas güçsüzlüğü adı da verilebilir. Vücuttaki iskelet kaslarını etkileyen ve onları çeşitli derecelerde zayıflatan bir kronik, otoimmün bir kas-sinir hastalığıdır. Vücumuzda normalde bulunan ve esas görevi yabancı maddelerle (virüs ve bakteri gibi) savaşmak olan antikor adı verdiğimiz savunma taneciklerinin sinir-kas uyarısını sağlayan asetilkolin algılayıcısına saldırıp onu tahrip etmesi sonucu gelişir. Bu algılayıcılar hasar gördüğünde kas güçsüzlüğü başlar. Antikor üretimi sternum (iman tahtası) kemiğinin hemen arkasında bulunan timus bezinde olur. Dolayısıyla myastenia gravis hastalarında timus bezi normalden büyümüş olabilir. Myastenia gravis, doğuştan ortaya çıkabilen veya bulaşıcı bir hastalık değildir. Sebebi bilinmeyen bir şekilde sonradan gelişir.
Myastenia gravis hastalığı kimlerde görülür ve ne tür şikayetler yaratır?
Myastaneia gravis hastalığı 40 yaş üstü kişilerde daha sık görülür. Hastaların bir kısmında timus bezinin basit büyümesi saptanırken, yaklaşık %10-15’lik bir kısmında timus bezinde timoma adı verilen kötü huylu bir tümör mevcuttur. Salgılanan antikorların miktarına bağlı olarak vücuttaki çeşitli kaslar etkilenirler ve hastalarda ona göre şikayetler meydana gelir. Kas güçsüzlüğü, yutma ve çiğneme güçlüğü, göz kapağında düşüklük, konuşmada zorlanma, yüz felci, yürümede zorlanma, kol ver bacak kaslarında aşırı yorulma ve genel olarak halsizlik ve yorgunluk görülür. Ancak buradaki önemli nokta kaslardaki güçsüzlüğün ilerleyen saatlerde ortaya çıkmasıdır. Yani hastalar uyandıklarında oldukça zindedirler, ancak saatler ilerledikçe bazılarının göz kapağı düşer, bazılarında çift görme, bir kısmında kol ve kacak kaslarını kullanmada zorlanma başlar.
Myastenia gravis tedavi edilebilir mi?
Myastenia gravis nörolojik bir rahatsızlık olduğu içi nöroloji uzmanlarında takip ve tedavi edilirler. Benzer şikayetleri olan kişilere öncelikle sinir iletim testleri, elektromiyografi ve ilaç testleri yapılarak tanı netleştirilir. Ayrıca bu hastalara timus bezinin boyutunu görmek amacıyla mutlaka toraksa yönelik görüntüleme (toraks tomografisi) yapılmalıdır. Myastenia gravisin tedavisi kas zayıflıklarının şiddetine, etkilenen kasa gruplarına, hastanın yaşına göre belirlenir. İlaç tedavisi ön plandadır ve hastalara sinir uyarısını düzeltmeye yönelik antikolinesteraz ilaçlar ve antikor salgılanmasını engelleyecek immün sistem baskılayıcı ilaçlar başlanır. Tedavi süresi belirsizdir, zira bu bir kronik rahatsızlıktır.
“Timus bezinin cerrahi olarak çıkartılması (timektomi) torakoskopik (kapalı) yöntemlerle yapılmaktadır ve hastalığın şiddetini azaltmakta oldukça faydalı olduğu kanıtlanmıştır.”
Myastenia gravis hastalığında cerrahinin yeri nedir?
Hastalığa sebep olan antikorlar sternum (iman tahtası) kemiğinin arjkasında bulunan timus bezinden salgılanırlar. Myastenia gravis hastalarında timus bezi normalden büyük (hiperplazi) olabilir ya da timus bezinde kötü huylu tümör (timoma) gelişmiş olabilir. Bu sebepten hastayı takip eden nöroloji uzmanının mutlaka toraks tomografisi ile bezin durumunu görmesi gereklidir. Eğer bir büyüme veya tümör görüntüsü varsa hastanın göğüs cerrahisi uzmanına yönlendirilmesi şarttır. Hastada timoma varsa zaten cerrahi olarak çıkartılması gereklidir. Fakat timus bezinde büyüme görüldüyse, yine timektomi uygulanmasının myastenia gravis hastalığının şiddetini yavaşlatmada, klinik şikayetlerin düzelmesine, ilaçların sayısının azaltılmasına belirgin fayda sağladığı kanıtlanmıştır. Timektomi denen bu operasyon sıklıkla torakoskopik (kapalı) şekilde yapılır ve 2-3 küçük delikten uygulanır. Hastalar operasyondan 2-3 gün sonra taburcu olurlar.
Kaynak: