Akciğer kanseri
Akciğer kanseri dünyada en sık rastlanan kanserlerden biridir. Global Cancer Statistics (GLOBOCAN) veri tabanının 2020 yılı verilerine göre 2020 yılında akciğer kanseri erkeklerde en sık görülen (%14.3) ve kanserler arasında en sık ölüm sebebi olan (%21.5) kanser türü olmuştur. Aynı yıl ise kadınlarda ise en sık görülen üçüncü (%8.4) ve kansere bağlı ölüm sebepleri arasında en sık görülen ikinci (%13.7) kanser türüdür. 2020 yılında dünyada 2.2 milyon kişiye akciğer kanseri tanısı konurken, 1.8 milyon kişi akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybetmiştir.
Akciğer kanserinin en önemli risk faktörü sigara kullanımıdır. Dünyada sigara kullanımının yüksek olduğu hemen her ülkede akciğer kanseri görülme sıklığı ilk sıradadır. Diğer risk faktörleri arasında hava kirliği, genetik faktörler (ailesel yatkınlık), mesleki akciğer hastalıkları, belirli maddelere uzun süre maruz kalmak (radon, asbest, kadmiyum, berilyoz gibi), geçirilmiş veya aktif akciğer hastalığı olması (KOAH, tüberküloz gibi) sayılabilir.
Akciğer kanseri akciğerlerde başlar. Daha sonra akciğere komşu vücuttaki lenf bezlerine veya diğer organlara yayılabilir. Kanser hücrelerinin başka organlara yayılmasına metastaz denmektedir. Metastaz durumunda hastada tutulan organa yönelik şikayetler (beyin tutulumunda bilinç problemleri, kemik tutulumunda kemik ağrıları gibi) olabilir. Fakat akciğer kanseri sıklıkla öksürük, nefes darlığı, balgamda artış, ses kısıklığı, göğüs ağrısı, ağızdan kanlı balgam gelmesi (hemoptizi) gibi şikayetler yaratır. Fakat hastaların ciddi bir kısmında hiçbir şikayet yaratmayacağı unutulmamalıdır. Bu durumda hastalık, başka bir sebepten çekilen akciğer grafisi veya tomografide nodül (3 cm’den küçük lezyon) veya kitlenin (3 cm’den büyük lezyon) saptanmasıyla anlaşılır.
Akciğer kanserleri iki gruba ayrılırlar. Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisinde cerrahinin yeri oldukça kısıtlıdır, zira bu kanser türü yaygın olmayı çok sever. Diğer organlara hızla yayılır. Bu sebepten tedavisinde kemoterapi, radyoterapi gibi cerrahi dışı metodlar ön plandadır. Fakat küçük hücreli dışı akciğer kanserleri (skuamöz hücreli kanser, adenokanser ve büyük hücreli kanser ile karsinoid tümörler) denen grupta hastanın ameliyat şansı bulunmaktadır. Bu sebepten evreleme yapıldıktan sonra hastaya gerekli durumda operasyon önerilir.
Evrelemede kabaca bakılan noktalar tümörün boyutu, komşu organlara (akciğer zarı, yemek-nefes boruları, kaburgalar, omurga, kalp, büyük damarlar ve sinirler gibi) ulaşıp ulaşmadığı, akciğer içindeki veya iki akciğer arasında bulunan orta alandaki (mediasten) lenf bezelerine sıçrama yapıp yapmadığı ve vücutta başka bir organa (kemik, beyin, karaciğer gibi) sıçrama yapıp yapmadığıdır. Radyolojik (tomografi, MR ve ultrason) ve nükleer tıp (PET-BT) yöntemleriyle ve gerekirse biyopsi yöntemleriyle hastanın evrelemesi yapılır.
Evre I ve II akciğer kanserlerinde hastanın ameliyat şansı bulunmaktadır. Evre I akciğer kanserlerinde cerrahi sonrası yaşam beklentisi %70-92 arasındadır. Özellikle en erken dönem olarak bilinen evre IA durumunda yaşam beklentisi %85-92’dir. Bu da taramanın önemini gösteren bir durumdur. Evre II akciğer kanserlerinde cerrahi sonrası yaşam beklentisi %55-60 arasındadır. Evre III akciğer kanserlerinde genel olarak kemoterapi, radyoterapi ön plandadır. Yaşam beklentisi %13-36 arasındadır. Ancak bazı evre III hastalarda tümörü küçültmeyi veya çevredeki dokulardan kurtarıp ameliyat şansını geri kazandırmayı amaçlayan ön tedaviyi (neoadjuvan tedavi) takiben hastalara ameliyat şansı sunulabilmektedir.
Akciğer kanseri cerrahisinde amaç hastalıklı olan bölgenin anatomik olarak çıkartılması ve mediastendeki lenf bezlerinin örneklenmesidir. Bu sebepten segmentektomi (segment çıkarılması), lobektomi (lobun çıkarılması) veya pnömonektomi (tüm akciğerin çıkartılması) operasyonları yapılır. Ancak gerek görülmesi halinde bu operasyona akciğer ve kalp zarlarının ve kaburgaların da çıkarılması gerekebilir. Bu operasyonlar geleneksel olarak açık (torakotomi) veya minimal invaziv denen kapalı (videotorakoskopik veya robotik) yaklaşımlarla uygulanırlar. Bir kanser hastasına hangi yaklaşımın uygun olduğu ve ne tür bir rezeksiyon gerektiğine hastanın genel durumu, tümörün yaygınlığı ve operasyon esnasındaki ihtiyaçlara bağlı olarak karar verilir.
Dünyada kabul görmüş olan akciğer kanseri tarama programları, riskli kişilere akciğer tomografi çekilmesi sonucu akciğer kanserinin erken evrede yakalanmasını amaçlamaktadır. Bu yüzden sigara kullanan ve belli bir yaşın üzerindeki kişilerin akciğer tomografisi çektirmesi önerilir. Dünyada sigara kullanımını ve akciğer kanserinin yaygınlığı göz önüne alındığında ve evre I akciğer kanserinin ameliyat sonrası yüksek orandaki yaşam beklentisi hatırlandığında, akciğer sağlığınızın incelenmesi amacıyla tarama yaptırmanız önerilir.